DOLAR 39,4411 0.24%
EURO 45,6479 -0.17%
ALTIN 4.330,581,09
BITCOIN 4130365-2,33%
Denizli
31°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİM TARİHİ
  • Gündem
  • TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİM TARİHİ

TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİM TARİHİ

ABONE OL
13 Ocak 2024 22:48
TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİM TARİHİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye’de yerel yönetim tarihi yerel yönetimler olgusunu kavrayabilmek değerlendirme yapabilmek sonrasında uygulamaya geçebilmenin ilk şartı yerel yönetimlerin amaç ve yetki alanını tarih sahnesinde yer alma sebebini ve tarih boyunca gelişim ve değişimini anlamakla doğrudan ilişkilidir.
Yerel idarelerin de dahil olduğu yönetim yapısının ilk kez ön plana çıkarıldığı 1789 Fransız devrimi bu süreçte önemli bir köşe taşıdır Fransız devrimi öncesi yapılanmalardan yerel yönetimin tam kelime karşılığı olarak değerlendirmek bazı eksikleri bünyesinde barındırabilir. Fransa bu vesileyle 18. yüzyıldan itibaren yerel yönetimler anlamında başta Avrupa olmak üzere birçok ülkeye örnek teşkil etmiş ülkeler isim ve sistem değişikliklerine gitseler dahi yerel yönetimler anlamında Fransa’dan kısmi ya da bütün uygulamaları kendi sistemlerine entegre etmişlerdir.
18. yüzyıl sonlarına kadar Anadolu coğrafyasında yerel yönetimler söylemi birden fazla otorite ve kurum arasında paylaşılan bir yapıya sahipti. Bu sistemde kadı, muhtesip, subaşı, imar İmam vb. kamu görevlileri, vakıf, lonca, cemaat ve benzeri örgütlenmeleri gibi sivil organizasyonlar görev alırdı.
Yerel yönetimler konusunda yapılan reformların Fransa’nın çok gerisinde kalması Osmanlı’nın dönemsel olarak gerileme döneminde olması, Fransız devrimi etkisiyle azınlık ayaklanmaları ile bağımsızlıklarını ilan eden devletlerin sayısının her geçen gün artması devletin merkezileşme çabalarını doğurdu ve yerelleşme anlamında yapılması gereken reformlar yavaş hatta durma noktasına geldi. Buna rağmen 19. yüzyılda devletin merkezileşme çabaları içinde olduğu bu süreçte yaşanan olumsuzlukların önüne geçmek için klasik dönem şehir anlayışından farklı olarak modern belediye anlayışına geçiş süreci başladı.
İki ülke arasındaki yerel yönetim reformları incelendiğinde Fransa’daki 5 Mayıs 1855 tarihli Fransız kanunu ile 1864 ve 1871 Osmanlı vilayet nizam nizamnamelerinin köy ile idaresine ilişkin hükümleri, 5 Nisan 1884 tarihli Fransız kanunu ile 18 Mart 1924 tarihli Türk köy kanunu ve 3 Nisan 1930 Belediyesi büyük benzerlik taşır. Zaten Türkiye’deki il özel idare yapısının Fransa’daki sistemden yorumlandığı yaygın olarak kabul edilen bir görüştür. Aynı şekilde 1871 tarihli Fransız kanunu 1913 tarihli Kanuni muvakkat büyük benzerlik taşır. İki ülkenin yerel yönetimleri 1980’e kadar benzerdir.
Fransa 1970’li yıllarla beraber Avrupa’da “en büyük olma ideali” ile birlikte AB içinde çok hızlı reformist bir yapıya bürünmüştür. Fransa 1982’de reformları gerçekleştirirken Türkiye 1984 büyükşehir kanunuyla Fransa’dan ayrışır. Fransa’da Paris, Marsilya ve Lyon özel statüye sahip “ana kent belediyeleri” olarak ayrı bir kanunla yönetilirken Türkiye’de İstanbul gibi bir metropolde örnek olarak Trabzon’un aynı büyükşehir kanunuyla yönetilmesi bazı tereddüt ve yanlış uygulamaları bünyesinde barındırır.
Osmanlı Devleti’nde kabul görebilecek ilk belediye 1855’te Şehremaneti’nin kurulması ile Anadolu’nun anahtarı dünyanın kalbi ve dönemin başkenti İstanbul’da kurulmuştur. Kurulan komisyon tarafından şehremanetinin yanında 14 belediye dairesi kurulması önerildi. Devamında İzmir, Selanik, Tuna ve Bağdat belediyeleri oluşturuldu. Osmanlı her geçen gün yerel yönetim reformlarını uygularken 1912’de meclis üyelerinin halk tarafından seçilmesi kararını aldı. Osmanlı döneminde alınan bu karar devletin yönetim şekli değişse dahi 1930’a kadar aynı uygulamalarının devamı şeklinde uygulandı. 1923’te Lozan Barış antlaşması imzalandığında belirlenen sınırlar içerisinde 389 belediye mevcuttu.
Cumhuriyet döneminin ilk reformu 1930’da 1580 sayılı belediye kanununun çıkarılmasıydı. Burada en önemli amaç temel belediye kanunlarının bütünlüğünün büyük ölçüde korunması ve bununla beraber imar, mali yapı ve benzeri alanlarda güncelleme ve iyileştirme yapılmasıydı.
Belediye başkanları 1858-1877 yılları arasında padişah ve mülke amir tarafından atanırken, 1877-1922 yılları arasında seçilmiş üyelerden oluşan belediye meclisi içinden mülki amir tarafından görevlendirilirdi. 1930-1963 yılları arasında belediye başkanı seçilmiş belediye meclisi tarafından kendi içinden veya dışından seçilirdi, ilçelerde vali ve illerde İçişleri Bakanlığı’nın onayı ile belediye başkanı göreve başlardı. 1963 ve sonrasında ise belediye başkanları doğrudan halk tarafından çoğunluk esasına göre seçilmektedir.
12 Eylül darbesinin Türk demokrasisine verdiği acı tahribattan sonra en önemli adımlardan biri 1984 yılında büyükşehir belediye sistemine geçilmesi oldu. Bunun akabinde hala kullanılmakta olan d’hont yöntemi %10 baraj sistemine geçildi.(meclis üyeliği ve il encümenliği) 1988’de ilave yapılarak ilk kez kontenjan adayı seçimi sisteme eklendi.
90’lı yılların yerel yönetimler açısından en büyük kırılması 1994 yerel seçimlerinde yaşandı siyasi istikrarın sağlanamadığı, 80’li yıllara göre ekonomik verilerin bozulmaya başladığı bir dönemde seçimin mutlak galibi Refah Partisi oldu. Büyükşehirlerin İstanbul’da Ankara dahil 6’sını alan RP, Güneydoğu’da oy yüzdesini inanılmaz bir şekilde arttırdı. Bu başarının temelini başarılı bir siyaset kampanya yürütme şekliyle beraber o güne kadar hiç uygulanmamış bir örgütlenme yöntemi oluşturur. “çelik gibi bir teşkilat örgütlenmesi” tabiriyle gönüllülük esasına dayalı yönetim tarzı bugün dahi AK Parti’nin rakiplerine göre çok önde olduğu SKM (seçim koordinasyon merkezi) yöntemi ile başarıyı getirmiştir. 1994 İstanbul seçimleri ise tarihin not düşmek ve gelecek nesillere referans olması açısından çok önemli bir yapı taşıdır. Refah partisi seçimi Recep Tayyip Erdoğan ile %25,19 oy oranıyla kazanmıştır. Bu oran RP için tarihi yüksek bir oran olsa da İstanbul seçim tarihinin en düşük oranıdır.
21. yüzyılda ileri demokrasiye sahip ülkelerin hemen hemen tamamında %50 artı bir seçilme şartının da olmasının en önemli sebeplerinden biri muhalif oy oranının azaltma amaçlıdır. İstikrarın devamı %50 üstü bir oranla sağlamak demokratik açıdan sağlam bir yapıya işaret eder.
Nitekim dönem incelendiğinde İBB’ nin o dönem performans/vaat oranı %480’i geçip şehrin en önemli problemleri çözülme kavuşturulup her geçen gün popularitesini ve anketlerdeki oy oranını arttıran bir yanı olsa da Erdoğan anti demokratik haksız yöntemlerle görevinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Buna rağmen o zamanki adıyla Fazilet partisi 1999’da Ali Müfit Gürtuna ile seçimleri %27.5 ile kazanmıştır. Merkezi yönetimde 2002 yılında sonra kurulan 58-59- 60. hükümetlerde 1994-98 arası İBB’de beraber çalışan bazı isimlerin kabine de görev alması yaşanan değişimin ülke geneline yayılmasına vesile olmuştur. Buradan da anlaşılacağı gibi yerel yönetimler birbirini iyi tanıyan, güvenen, uzun beraberlikler sonunda liyakatlı kişilerle oluşturulması gereken bir yapıdır.
1999’da Türkiye’nin AB’ye aday ülke olarak kabul edilmesi 2002-2009 yılları arasında Türkiye’nin AB reformlarında hızlı olarak gerçekleştirilmesine sebep oldu. Bu reformların Türkiye’ye uygulanması ve demokratik adımların atılması ilk olarak 2004’te 5216 sayılı büyükşehir belediye kanunu, 2005’te 5393 nolu belediye kanunu ve 5355 sayılı mahalli idari birlikleri kanununun çıkmasıyla meyvelerini verdi. Bu değişim ve gelişim yerel yönetimler açısından devrim niteliğindeydi. Her geçen gün halk tarafından seçilmiş bireylerin bürokraside daha değerli ve yetki artışına sebep oluşu son 20 yılda yerel yönetimler seçimlerini daha önemli hale getirdi. Zamanla büyükşehir belediye sayısındaki artış merkezi idarenin büyük şehirlerdeki önemli yetkilerini belediyeye devretmesi ile sonuçlandı. Büyükşehir belediye modeli 2019’da nüfusun %75’ini kapsar hale geldi. Bu süreç ülkedeki daha demokratik bir yöntem olarak kalmayıp merkezi idarenin üzerindeki bazılarından kurtulup rahatlamasına sebep oldu

Haber Mehmet Sait YILDIRIM

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.